Geçtiğimiz hafta sonu bol lezzetli, bol gezmeli ve çok keyifli bir Gaziantep gezisi yaptık İzmirFood&Travel Bloggers ekibimiz ile beraber. İzmir Mövenpick Hotel’in Karadeniz Yemekleri gecesinde bizleri misafir eden Genel Müdürü Erhan Çetin ve Halka İlişkiler Müdürü Merih Hasaltun Yumlu ‘nun Gaziantep lezzetlerini yerinde tatmak için Sun Express ile Antep ‘e gitmek istermisiniz davetiyle başladı her şey. Ekip olarak her ne kadar yemeği sevsek de bir o kadar gezmeyi yeni yerler görmeyi, yeni insanlar tanımayıda çok seviyoruz. Bu daveti memnuniyetle kabul ettik ve hemen hepimize uygun olacak tarihleri belirlemeye başladık. 11-13 Mart arası özellikle çalışan arkadaşlarımız için hem haftasonu tatili ve Sun Expressin uçak saatlerinde bize en uygun geleni idi. Sağolsunlar ekip arkadaşlarım çok becerikliler. Gaziantep Belediyesi ile iletişime geçtiler İzmir’den geleceğimizi ve blogger olduğumuzu anlattılar. Gaziantep Belediyesi bizler için kalacağımız oteli, şehir içi ulaşımımız için servisi ve tur rehberini sağladılar. Tüm hazırlıklarımızın bittiği aşamada 20 kişilik ekibimizden özel nedenlerden dolayı 7 kişi eksildik, Gaziantep gezisi boyunca gelemeyen arkadaşlarımızı anıp, bol bol yerken kulaklarını çınlattık. Benim Gaziantep’e be benim ikinci seyahatim. İlk gezimi 2 sene önce tamda bu tarihlerde eşim ile birlikte yapmıştım. O zaman büyülenmiştim sokakları tarih kokan şehirdeki lezzet yolculuğundan. O zaman her gidene önerilen mekanlarda yemiştim yemeklerimi.. yazılarımı okumak isterseniz buraya tık.tık.. Gaziantep Gezisi-1 ve Gaziantep Gezisi-2
Bu kadar girişten sonra artık Gaziantep’e gel diyorsunuzdur.. :)) Çokkkkk uzun, keyifli ve lezzetli bir yazı olacak şimdiden uyarayım.
11 Mart Cuma akşamı rötar yapan uçağımız yüzünden planladığımızdan 2 saat daha geç vardık Gaziantep’e. Saatler 23:00.. Çoğumuz akşam yemeği yememiş, hatta tüm gün boyunca Antep lezzetlerinin hayalini kurduğumuz için açızzz.. açızz.. 🙂 Gaziantep Belediyesinin bize tahsis ettiği servisimiz havaalanında bizi bekliyor.. Servis Şöförümüz ve bize rehberlik yapacak arkadaşımız Barış ‘la tanışıp yola çıktık.. Bizi yemek yiyeceğimiz önceden belirlenmiş mekanlardan birine götürecekler.. Ekip arkadaşlarımdan daha önce bir kaç kez Gaziantep’e gelmiş olanlar bile benim kadar bilmiş değiller. Gaziantep’i hiç unutmamışım, yollar, gidilecek yerler hep gözümün önünde..:)
İlk lezzet durağımız Sevgili Barışın önerisiyle Gaziantep Beyoğlu Kebapçısı BEYRAN çorbası içmeye gitmek oldu. Beyran’ı bilmeyenler için anlatayım : Haşlanmış pirinçten bir avuç kadarı bakır kabın içerisine yayılıyor. Üzerine didiklenmiş gerdan ve incikten koyun etleri konuluyor. Bol sarımsaklı, kırmızı biber, karabiber, tuz ve limon suyu eklenmiş etin suyundan bir kepçe gezdiriliyor. Bakır kap ocak üzerine alınarak fokur fokur kaynatılıp servis ediliyor. Tüm arkadaşlarım Beyran içtiler. Çok beğendiler. Bana etler koktuğu için tadına bile bakamadım. Ben kıyma dedikleri köfteden sipariş verdim yine koyun koktu ama açlıktan bu kez yedim. Çok beğendiğimi söyleyemeyeceğim. Lezzetsizmiydi hayır çok lezzetliydi ama et kokusunu sevmiyorum ne yapayım..:)
Karnımız doyunca aklıma tatlılar gelmeye başladı. Eeee Gaziantepteyiz bir baklava yemeden mi otele gideceğiz dedim durdum. Biraz benim ısrarım birazda benim gibi düşünen bir kaç arkadaşımla düştük yola. Gurmecanlar Mehmet arkadaşımız seyahat öncesi Murat Güllüoğlu ile irtibata geçmiş. Sağolsun bütün gece bizim gelişimizi beklemiş buluşmak için. Kendi işyeri Almacılar Çarşısı içerisinde olduğu için o saatlerde kapalıymış. Buluşma yeri olarak bizi CUMBA KÜNEFE ‘de beklediğini söyleyince oraya gittik. Murat Bey güleryüzlü, nazik ve hoş sohbet bir bey. Kendisini tanımaktan mutluluk duydum. Murat Bey ve Güllüoğlu ilgili yorumların kalanı az sonra..:) Gecenin 1 olmuş Cumba Künefe’de tezgahları temizlemiş mekanı kapatmaya hazırlanıyorlar. Bizim İzmir’den geldiğimizi ve blogger olduğumuz öğrendikleri zaman hemen bize künefe hazırladılar sağolsunlar. İlk gecemizde baklava yiyemesemde enfes bir künefe yedim Cumba’da. Ellerine sağlık.. Bu arada Künefe öncesi Sahan Kaymağı geldi ki masamıza muhteşemdi. Keçi ve İnek sütlerinden elde edilmiş, meyve ve antep fıstığı ile servis ediyorlar.. Giderseniz mutlaka tadına bakın derim.. Murat Bey ile sabah için sözleşip ayrıldık. Doğru otelimize. Çok yorgunuz..
Gaziantep Belediyesi bizi Gaziantep Uğur Plaza Hotel’de misafir etti. Otelimizi çok beğendik. Geniş tertemiz odalar, güleryüzlü çalışanları ile Gaziantep ‘te kalınabilecek bir otel. Odamıza yerleşip uykuya geçeseye saat oldu 3.. Durumumuz çok fena sabah 6 da yollara düşeceğiz lezzet yolculuğu için. Bir kaç saat uykudan sonra yine ayaktayız. Martın 12 si cumartesi ve sabahın 7 sinde otelin bahçesinde çiçeklenmiş ağaçlar altında toplandık tüm ekip. Birer çay içip servisimize bindik. Şehir merkezine doğru çıktık yola. Gaziantep Kalesinin oralarda Naip Hamamının yanına bırakıp aracımızı yürüyerek keşfe çıkıyoruz sokakları tarih ve lezzet dolu bu şehri..
Zeytin Han.. Oldukça fazla ürün çeşidi olan alt katında tarihi doku korunmuş bir alışveriş yeri. Biraz dolaşıp ayrıldık oradan..
Durmak için vaktimiz yok zaten çokkkk hızlı bir tur bizim bu gün Gaziantep’te yapacağımız..
Almacılar Çarşının ara sokaklarına gidiyoruz. Yol boyunca fotoğraflar çektik ilgimizi ne çektiyse.
Ve kahvaltı edeceğimiz yere geldik. MUHSİNZADE CİĞER KEBAP Abidin Usta. Ciğer şiş, ciğer Kavurma ve Nohut Dürüm yapıyorlar küçücük bir dükkanda. Önüne, karşı duvar kenarına küçük masalar, küçük tabureler atmış bir kaç tane. Güler yüzlü bir amca sordu ne yeriz diye. Tüm arkadaşlarım ciğer kavurma ve şiş istediler. Ben ne yazık ki sakatatta yiyemiyorum..:) Diyeceksiniz biliyorum Antep’te ne işin vardı o zaman diye… Ben nohut dürüm söyledim. Ciğer yiyen arkadaşlarım lezzetini beğendiler. Benim o konu da bir fikrim yok ne yazık ki. Nohut dürümden bahsedecek olursam pek bir şeye benzemiyordu. İnstagram takipçilerim tarafından çokça önerilen nohut dürümü ben yiyemedim. Et suyu ile haşlanmasından başka bir lezzeti yoktu nohutların. Tatsız tuzsuz, lavaş üstünde nohut taneleri. Biraz baharatlandırarak yemeğe çalıştım ama olmadı. Neyse sağlık olsun önümüzde muhteşem lezzetler var..
Karınları doyan ekip yola çıkmaya hazır. Almacılar çarşında biraz dolaşarak Güllüoğlu’nun imalathanesine vardık. Sayın Murat Güllüoğlu’nun anlatımıyla baklavanın yapılış aşamalarını öğrendik. Büyük bir emek ve ustalık istiyor, titizlikle hazırlanıyor ustaların ellerine sağlık. Murat Bey’in misafirperverliği için çok teşekkür ederim. Gaziantep’te bir dostumuz var artık..
Güllüoğlu Baklavaları İmalathanesinden çıkıp hemen yakınımızdaki METANET KATMER’e gidiyoruz. Ben daha önceki gelişimde Zekariya Ustada yemiştim katmer. Bu kez başka bir yerde yemek aradaki fark için bana yardımcı olacak.
METANET KATMER ‘de ilk olarak katmerin yapılışını gördük. Pişme aşamasında masalarımıza yerleşip biraz etrafımıza bakındık. Katmerlerimiz geldi. Mermerde açılan incecik hamurun kenarları alınıyor. İçerisine ölçüsüyle kaymak, şeker ve antep fıstığı.. Ve muhteşem bir lezzet. Çok beğendim çok. Hepsini yemek istiyoruz ama çok lezzet durağımız var. İkişer parça yiyip bırakıyoruz.
Gaziantep’in meşhur KAHKE kurabiyeleri.. Metanet’te tazecik yeni gelmiş KÖY KAHKE ‘lerini görünce hemen tadına bakıp bir daha bu tarafa dönemeyiz diyerek bolca aldık. Kahkenin tadını nasıl anlatsam size hafif tatlı, içinde anasondan çörek otuna farklı baharatlarıda barındıran ağızda dağılan çok lezzetli bir kurabiye. Keşke daha çok alsaymışım eşim oğlum çok beğendiler. En kısa zamanda tarifini öğrenip deneyeceğim. Doğru lezzeti bulunca sizinle de paylaşırım.. 🙂
Alışverişimizi yaptık karnımızı iyice doyurduk. Bir yorgunluk kahvesi içmeyelim mi. Kahve deyince aklımıza gelen tek yer TAHMİS KAHVESİ..
Tam çarşıda iki katlı tarihi ve doğal hali korunmaya çalışılarak restore edilmiş bir bina. Renkli camlar, avizeler , buraya gelen ünlülerin resimleri, tarihi objelerle çok güzel bir mekan. Yöre halkının severek içtiği Menengiç Kahvesi bizim gibi turistler tarafından da rağbet görüyor. Tahmis Kahvesinin sahibi Selim Bey Menengiç Kahvesinin nasıl yapıldığını, nasıl ikram edildiğini anlattı bizlere. Menengiç kahvesinin hafif tatlı farklı bir aroması var. Türk kahvesini sade severim ama farklı kahvelerde azıcık tatlı olsun isterim. Selim Bey kahve sonrası kendi icatları Elma Çayından ikram etti bizlere. Çayımızıda beğenerek içtik.. Selim Bey misafirperverliği için çok teşekkür ederiz. Gaziantep Gezinizde hanlar, hamamlar, çarşılar ve lezzet durakları arasında gezerken bir soluk almak için Tahmis Kahvesinde bir kahve molası verilmeli mutlaka..
Biraz dinlenip başladık yine gezmeye. Antep çarşısında bizi davet eden Sirehan Otele geliyoruz. Sirehan adında anlaşılacağı üzere tarihi bir han. Şimdilerde otel ve restoranlarla hizmet veriyor misafirlerine. Bu otelde krallar gibi ağırlanabilirsiniz. Otelin tanıtımını dinleyip odalarını geziyoruz. Fiyatlarını bilmiyorum ama çok şık odaları var.
Bize Antep yemeklerinden ikram etmek istediler ama üzülerek kabul edemedik. Daha çok davetli olduğumuz yer tatmak istediğimiz lezzetler var. Sadece Yuvalamadan birer kaşık aldık. Lezzetliydi ellerine sağlık.
Hemen vedalaşıp düştük gene yollara.. Nereyemi önce Elmacılar Çarşısı sonra Bakırcılar Çarşısı sağa sola bakına bakına Kalenin alt tarafında bulunan ŞEBCİ USTA’ya. Gelmişken meşhur lahmacunlardan yemesek olmazdı.:) Mekan eski köy lokantalarını hatırlarmısınız bilmem.. İçeride bir kaç masa, arka avlusunda tahta masalar, tahta sandalyeler, ağaçlar, kuş sesleri, çiçekler, sarmaşıklar arasında çok kalabalık bir mekan. Ama lahmacunlarının tadı efsane. Çıtır çıtır bir hamur üzerinde muhteşem lezzetli bir iç harç. Porsiyonlarda kocaman 1 lahmacunun büyüklüğü bizim buralarda iki lahmacun eder. Kendi yapımları olan ayran ile birlikte yarım lahmacun yedik. Hiç bir şeyi doymak için yiyemiyoruz ne yazık ki.. Daha çok lezzet var tadına bakılacak.
Şebci Usta’dan çıkıp servisimize binerek AŞİNA GAZİANTEP MUTFAĞI ‘na gittik. Gaziantep Belediyesi bizleri öğle yemeğinde burada ağırladı. Hülya Hanım’da bizlere katıldı yemekte. Tanışıp, çokça sohbet ettik. Bu arada Fıstık Hasat Festivaline de davet edildik şimdiden. İnşallah günü gelince gidebiliriz.. Gaziantep Mutfağının en lezzetli yemeklerini tattık Aşina’da. Neler yoktu ki masamızda Alaca Çorba, Yuvalama, Ali Nazik, Küşleme, Kebap, Mezeler, İçli Köfte.. Kahve ve çaylarımıza eşlik eden katmer, şöbiyet. Lezzetlerine bayıldımmm, bir daha ki Antep gezimde ilk lezzet durağım olacak burası şimdiden not ettim kafama..:) Bizi çok güzel ağırladılar çok teşekkür ederiz. Karnımızı tıka basa doyurduk. Artık yeme işlerine ara verip müzeleri tarih kokan sokakları gezme zamanı.
Bu uzun yazıma nokta koyma zamanı şimdi. Bundan sonrasını ikinci bölümde anlatayım. İnşallah sıkılmamışsınızdır yazdıklarımdan. Ben gezi yazılarımda o günü nasıl hangi duyguda yaşadıysam o şekilde yazmayı seviyorum galiba. Görüşmek üzere. Sevgiyle kalın..