Uzun zamandır ara verdim gezi yazılarıma. Aslında bu süre içerisinde o kadar çok yer gezdim ki sizlere anlatacak. O zaman yeniden Keyifli gezi yazılarıma bir başlangıç olsun en son gittiğim Ödemiş yazımla merhaba diyeyim sizlere..:))
Geçen hafta izmirfoodandtravelbloggers grubumuz yani yemek ve gezi blog yazarı arkadaşlarım ile birlikte 18 kişi Ödemiş ‘e bir gezi planladık. Grubumuzun ikinci benimse ilk gezimdi … Gezi günü olarak özellikle cumartesi gününü tercih ettik ki pazarı da gezelim. Sizler de gezi planlarınızı buna göre yapabilirsiniz.
Günler öncesinden yaptık gezi planımızı.. Nereleri gezelim, nereler de ne yiyelim diye.. Ödemiş – İzmir arası 114 km. ve yaklaşık 1.30 saat süren bir yolculuk. Ödemiş ve Birgi arası 16 km. yaklaşık 10 dakikalık bir yol. Biz de ilk olarak Birgi’den başlayıp sonrasında Gölcük ve Ödemiş turu yapalım dedik. 20 kişilik bir servis kiraladık. Gezecek daha çok vaktimiz olsun diye sabah 7.30 da düştük yollara.. Sabah sabah hepimiz de bir enerji, bir neşe.. Güle konuşa nasıl geçti yol anlamadık. Ödemiş’e vardığımızda pazar tezgahları daha yeni kuruluyordu. Biz yola devam ettik. Birgi’ye vardığımız da oldukça aç bir gruptuk. Kahvaltı için harika bir mekana geldik.
NARDANESİ Kahvaltı Restorant .. Tahta pencerelerine narlar asılmış, bahçesinde kurumuş yapraklarıyla, eski bir köy evi.. Güleryüzlü hoş sohbet mekan sahibimiz Yaşar Bey bizi aracımız da karşıladı. Yaşar Bey Birgi’ye gönül vermiş bir İstanbullu.. Bizleri o kadar güzel ağırladı ki güne muhteşem bir başlangıç yaptık. Kendisi Birgi turumuz da bize rehberlik yaptı ve tüm görmek istediğimiz yerleri, hikayeleriyle bize aktardı bunun için de ayrıca teşekkür ederiz.
Açık büfe kahvaltımız ot kavurması, bal kabaklı mücver, tengül pidesi, el açması börek, yöresel peynirler başta olmak üzere çok çeşitliydi. Ekmeğimizi soba üzerinde kızartıp demli çaylarımızı alıp bol kahkahalı, bol lezzetli bir kahvaltı ettik.
Kalabalıkla insan ne kadar yediğini de anlamıyor. Açık büfe bu yüzden çok tehlikeli..Çok yemişiz çok..:)) Bu enfes kahvaltı için kişi başı 15 lira gibi bir rakam ödedik ki hepimiz fiyatı çok az bulduk. Grup indirimi aldığımızı düşünüp yazımız da yazmak için esas fiyatı sorduk. Ama herkesi aynı fiyattan ağırladıklarını öğrendik. Birgi’ye giderseniz kahvaltı noktanız Nardanesi olsun. Yeri hemen Çakırağa Konağının yanında Kahvaltımızı bitirip bahçesinde biraz daha sohbet edip, bol bol resimler çektik, çektirdik.
Birgi’de ikinci durağımız Çakırağa Konağı.. Bu konağa girerken ziyaret için müze kartınız, malum banka kartınız yoksa 5 lira gezi ücreti ödüyorsunuz. Bu arada Birgi çok kalabalık bir yer. Özellikle bu aralar dizi çekimleri olduğu için buralara turlar düzenleniyor..:))
Çakırağa Konağı İzmir’li Deri Tüccarı Şerif Ali Ağa tarafından yaptırılmış. Ege Bölgesine ait mimari yapıların günümüze kadar korunmuş ender yapılarından biri. 1761 yılında inşa edilmiş. 3 katlı, dış sofalı ve çift köşk odalı, 14 odalı bir bina. Hizmetçi , seyis, nöbetçi, konuk odaları, misafir bekleme salonlarıyla görkemli bir yapı.
Köşkte en dikkat çeken Şerif Ali Ağanın İstanbul’lu ve İzmir’li iki eşi için yaptırdığı karşılıklı odalar. Bu odaların tavanlarında memleket hasreti çekmesinler diye İstanbul ve İzmir manzaraları resmedilmiş. Zamanına göre bayağı düşünceliymiş Şerif Ali Bey. 🙂 Tüm binanın tavanları ve duvarlarına şekiller, meyveler resmedilmiş. Biraz yıpranmış ama bu zamana kadar ayakta kalmış ender güzelikte gezilmesi gereken bir yer.
Çakırağa Konağından sonra Yaşar Beyin rehberliğinde köy meydanına gittik. Yol boyunca konağın yanında ki evler kapı önlerine tezgah açmışlar. Yöresel ürünler, el işlerini satıyorlar. Eğer kahvaltı olarak başka seçenek var mı derseniz gözlemeci teyzeler var, bazlama ve gözleme yapıp, pişiriyorlar sıcacık sıcak yiyorsunuz..:))
Biz Birgi Köy meydanında gezip fotoğraf çekerken bu aralar TRT1 de oynayan YEŞİL DENİZ dizisinin çekimine rastladık. Bu yüzden meydan çok hareketli ve kalabalıktı. Ama set ekibinin bizi zorla figürasyona sokmaya çalışması , elimizdeki cep telefonları ve fotoğraf makinaları için bizi azarlamaları hiç hoş davranışlar değildi. 🙁 Ama orada yaşayanlar alışmışlar bu tavırlara , ne denirse hemen yapıyorlar. By foto Sevilay..:))
Bu arada meydanda karşılıklı tezgah açmış bir sürü satıcı var. Özellikle kuru meyveler göze çarpıyor. Cennet hurması kurusu mutlaka alın çok lezzetli, çok sağlıklı..Ödemiş deyince olmazsa olmaz patates, kestane.. Mutlaka alın. Böyle lezzetlileri bizim buralarda yok.. Ben nohut mayalı tatlı ekmekten yapılan peksimette aldım bir amcadan çok severim..:)
Birgi Ulu Cami (Aydınoğlu Mehmet Bey Camii) , köy sokaklarını gezip servis aracımıza geri döndük. Bol bol resim çektik yollarda.
Servisimizi Nardanesi’nin önünde bıraktığımız için tekrar oraya döndük. Bahçesinde mis gibi taze sıkılmış nar ve mandalina sularımızı içip istemiyerekte olsa Birgi’den ayrılıp Gölcüğe doğru yola çıktık.
Gölcük İzmir’den 130 km, Ödemiş’ten 18 km. Birgi’den ise yaklaşık yarım saatlik bir dağ yolu var.. Yol boyunca manzara muhteşem. Bu arada Bozdağ’da yamaç paraşütü yapılıyormuş. Yol boyunca paraşütçüler üzerimizde, yanımızda bizle birlikte yol aldılar..:))
Gölcüğe aslında 2.ci gidişim benim. Bundan yaklaşık 15 sene önce göl buz tutmuş ve kar vardı gittiğimizde. Oğlum henüz 6 yaşındaydı. Buz tutan gölde yürüyenleri görünce o da yürümek istemiş bizde akılsız anne baba olarak izin vermiştik. 🙂 Oğlum tam yürürken buzlar kırılıp içerisine düşmeye başlayınca eşim koşup çıkardı buzların içerisinden. Omuzlarına kadar batmıştı. O gün yarı ömrüm gitmişti. Nasıl kuruladık, sarıp sarmalayıp bir tesisin içerisinde soba başında üstünü değiştirdik hala gözümün önünde. Allah kimseye böyle bir şey yaşatmasın..
Seneler sonra Gölcüğü çok bakımsız, çok kalabalık buldum. Tesisleri yetersiz, öyle sıradan.. Çevre biraz pis Allahtan gölün eşsiz manzarası var bu karmaşıklığı örten.
Yemek için bir çok alternatif var seçeceğiniz. Sucuk ekmek, keşkek yada odun fırınında pişmiş sıcacık töngül pidelerinden yiyebilirsiniz. Fotoğraf çekimlerinden sonra biz keşkek söyleyip bölüşerek yedik. Ödemişte meşhur köfte yiyeceğiz diye..:) Keşkeğin porsiyon fiyatı 5 liraydı.. By foto Gurmecanlar..:))
Yol kenarlarında tezgahlarda bu kez rengarenk erişteler vardı ev yapımı. Ispanaklı, Isırgan Otlu, Pancarlı, Havuçlu, Sütlü.. Hepimiz aynı tezgahtan sadece teyzenin güler yüzü ve hoşsohbeti için kilolarca erişte aldık. Eriştenin kilosunu 10 liradan veriyorlar..Ben yeşil ve kırmızı eriştelerden aldım sadece..:)) Teyzemiz özellikle adını söyledi sosyal medyada yazarken adıyla yazmalıymışız ki gelenler arayıp bulsun.. Suat Teyze.. Sen çok yaşa emi..
Bu arada Birgi’de ve Gölcükte en çok dikkatimi çeken şey oralarda yaşayan halk kameralara, fotoğraf makinalarına ve cep telefonlarına o kadar alışmışlar ki hemen poz veriyorlar gülerek.. Çağı yakalamak bu olsa gerek..:)
Gölcükte 1 saat geçirdikten sonra Ödemiş’e döndük. Cumartesi pazarı olduğu için çok kalabalıktı çok. İlk olarak meşhur Ödemiş Köftesini yemek için yoldan arayıp siparişini verdiğimiz Dostol Kebap Salonuna gittik. Pazarın içerisin de parkın karşısında küçük bir mekan. Oturmak için bile bir süre bekledik. Ve 18 kişilik bir masa olmadığı için ayrı ayrı gruplar halinde yemek yiyenlerin masalarına oturduk. Pazar olduğu günler müşteri sayısı 2-3 kat artıyormuş. Köfte içinde bir süre bekledik. Odun ateşinde pişen köfteler yine yağlanıp odun ateşinde kızartılmış ekmeklerin üzerin de geliyor. Yanın da porsiyonluk çömlek yoğurduyla.. Çok aç bile olsanız 1 porsiyon yeterli geliyor. Ona göre sipariş verin. 🙂 Lezzeti derseniz güzeldi. Ama benim fikrim daha iyilerini yemiştim gittiğim başka yerlerde. Ama fiyat olarak çok makul, yoğurduyla birlikte 15 lira. Bu kez yediklerimin fiyatlarını özellikle yazdım. Gidecek arkadaşlarıma ne kadar harcıyacakları konusunda fikir olsun..:))
Yemek sonrasında grup olarak serbest zaman ilan edip pazar içerisinde dağıldık..
Ben bir kaç arkadaşımla genel bir tur atıp parkın içerisinde ki meşhur oya pazarını gezdim.
Ödemiş ipeği, çember, yazma,el mendilleri , dantel, tel kırma denilen el işi ürünler yörenin en tanınmış ürünleri. Özellikle hanımların yaratıcılıkları oya konusunda muhteşem, her oyanın bir adı , farklı bir şekli ve hikayesi var..
Günün sonunda parkın içerisindeki çay bahçesinde yorgunluk kahvelerimizi içtik , günün kısa bir değerlendirmesini yaptık..:)) İzmir’e doğru yola çıktık.
Özellikle paylaşmak istediğim iki fotoğrafım var sizler için bu keyifli günden.. Ben ve blogger arkadaşlarım en güzel fotoğrafı çekmek için nasıl uğraşıyoruz, kamera arkasını bir görün istedim. Belki olmamış, bu güzel değil derken yada paylaşımlarımıza yorum yazarken aklınıza gelir çabalarımız.
Keyifli bir günden özetle size söyleyebileceğim Ödemiş’e, Birgi’ye; Gölcüğe, hatta vaktiniz varsa gece de kalabilecek şekilde bir gezi planlayın. Doğanın, tarihin, lezzetin , arnavut kaldırımlı köy yollarının sevdiklerinizle birlikte tadına varın. Gitmişken bol bol patates, kestane, erişte, el işlerinden alın. Huzuru, yeşili, bir de oralarda görün. Sevgiyle kalın…
Çok keyifli bir anlatım olmuş adeta yeniden gezdim oraları 🙂
Çok tesekkür ederim tatlım. Birlikte olmak çok keyifliydi..:)
Harika bir yazı ve çok keyifli bir gezi olmuş..
Yazı ve fotoğraflar için elinize, gönlünüze sağlık..
Ne kadar da katılmak isterdim..
Keşke, 124 yıllık tarihi pideci “Tongül Pide Fırını” na da uğrasaydınız ve meşhur Tongül Pide’nin tadına orada baksaydınız..
Sevgiler,
Celaleddin ARPAT
Çok teşekkür ederim Celaleddin Bey. Keşke gelebilseydiniz. Her ne kadar planlanmış bir gezi de olsa Birgide beklediğimizden uzun kalınca diğer yerlere çok az vakit ayırabildik. İnşallah bir daha ki sefere hep beraber gideriz Pide Fırınına ..
Görüşmek üzere ..
Sevgiler
Canım , iyi ki gitmişiz . Yazını keyifle okudum. Ne çok anı biriktirmişiz …Oğlun ile ilgili anıyı okurken sesli güldüm valla. Gerçi yaşarken öyle olmamıştır ama anlatımın komik geldi :))) Öptüümm seni
Şimdilerde ben de hep gülerek anlatıyorum o günleri.. :)) Çok keyifli bir gündü benim içinde.. Öpüyorum seni..
That’s more than senesbli! That’s a great post!
Sizin yazınız üzerine kahvaltı için nardanesi’ne gittik. Söylediğiniz yiyeceklerin hiçbiri yok ve fiyatı 20tl olmuş. Çok vasat bir kahvaltı herşey ekstraya giriyor. İki beyaz peynir bir lor pryniri domates salatalık bide 4 çeşit reçelden başka birşey yok. Sizin gideceğinizin haberini alıp mı hazırlandılar acaba öyle ? Çünkü aklıma başka birşey gelmiyor. Bin pişman olduk diyebilirim. Bu fiyata çok daha iyi kahvaltılar yapmışlığımız var eşimle.
Merhabalar Çağatay Bey. Yaşadığınız olay için çok üzüldüm. Biz Nardanesini Ocak ayında ziyaret etmiştik. Neredeyse 1 sene oldu. Bizlere sunduğu kahvaltının standart açık büfe olduğunu herkese bu şekilde servis yapıldığını anlatmışlardı. Fiyatlarıda 15 lira gibiydi. Sonrasında bende hiç gitmedim. O yüzden tam nasıl olduğunu bilemiyorum, acaba el mi değiştirdi. Bir araştırayım bakalım neler olmuş. Kusura bakmayın. İyi akşamlar.