Gaziantep gezimizde ikinci gün..:))

Sabah otelimiz de muhteşem bir kahvaltı vardı. Eklediğim resimler daha kahvaltılıkların bir kaçı.:)))

Ama biz bir gün önce katmer konusunda yaşadığımız hayal kırıklığından sonra şiddetle tavsiye edilen Katmerci ZEKERİYA USTA’ya gideceğiz. Hazırlanıp sabah 8 gibi dükkanın önündeyiz.

İnanmakta zorluk çekiyorum ama müthiş bir kalabalık var.. Tüm masalar dolu ve insanlar ayakta sıra bekliyorlar Katmer yemek için. Askerimiz var birazdan yolcu edeceğiz katmerinizi yedirmeden yollamayalım dedik sağ olsunlar hemen boşalan bir masaya bizi aldılar..

Gerçek katmer neymiş yerinde ustasının elinden yemiş olduk..:)) İzmir’de katmer peynirli, kıymalı gibi iç harçla hazırlanır. Gaziantep’ te tam tersi.. İncecik mermer tezgahlarda elle açılan yufkaların içine kaymak, antep fıstığı ve toz şeker konuluyor. Odun ateşinde fırında pişiriliyor, üzerine tekrar bolca antep fıstığı serpilip sıcak sıcak veriliyor. Yerken ağzınız yanıyor..:)

Gerçekten çok lezzetli ama bir katmeri 2 kişi zor yiyorsunuz hem doyurucu hem de büyük..

Yine Tahmis Kahvesine yürüdük ve kahvelerimizi orada içtik.. Neredeyse tüm aradıklarınız burada belli bir alan içerisinde. Yemek, alışveriş, otel, müzeler..

Yürürken yol tabelalarından bir mutfak müzesi olduğunu okuyoruz. Eşim sağ olsun hemen yolu bulup götürdü bizi.  Gaziantep mutfağı manken canlandırmaları ile geçmişten günümüze kullanılan mutfak alet ve eşyalarıyla bu müzede tanıtılıyor. Bir daha ki yazımda bu güzel müzeyi anlatırım sizlere..:) Cam müzesi, para müzesi ve kale buraya çok yakın ama tadilatta oldukları için gezemedik. Bakırcılar, baharatçılar kısmını gezmeyi akşam üstüne bıraktık malum beğendiklerimizi alacağız..:)

Gaziantep’te gezmeniz gereken en büyük ve uluslararası Müze ZEUGMA MOZAİK MÜZESİ… Biz de taksiye atlayıp buranın yolunu tuttuk. Taksi şöförüne Halil Ustadan söz ediyoruz. Meğer Müzenin bir alt sokağında imiş. Sokak arasında çok lüks olmayan girişi küçük ama arka tarafında çokça masanın yer aldığı bir kebapçı..

Artık kapısındaki insan kalabalığına , tüm masaların dolu olmasına şaşırmıyorum. Bizim gibi turistler ve Antep halkı belli yerlerin lezzetlerini çok beğenmişler ve buraları tüm Türkiye’de ünlü olmuşlar.. Sözde müze gezeceğiz ama Halil Usta sabah 6 da Beyran ve Ciğerle açılışı yapıp sonrasında en fazla öğleden sonra 2 veya yoğunluğa göre 4 kadar açık. O yüzden önce yemek yiyelim sonra gezelim dedik ve girdik içeriye.. Gene müthiş kalabalık.. Oturacak yeri zor bulduk ki şanslıyız bu konuda yemeğimiz bitipte dışarıya çıktığımızda kapı tamamen insan ve araba ile dolu idi. İnsanlar kuyruk bekliyordu yemek yemek için. :))

Bizim oralı olmadığımız belli oluyor galiba hemen standart salatalar, ayran ve pideler geliyor ne istediğimizi sormadan. Yine küşleme, sebzeli köfte ve et geliyor..:) Bu kez dünden lezzetlere alışkınız kıyaslama yapacak kadarda tecrübe sahibi. Hele de benim gibi muhteşem bir gurme varken yanlarında yorumlar müthiş oluyor. Salatayı çok beğendim ama diğer kebaplar İmam Çağdaşta yediklerim kadar lezzetli gelmedi bana. İlk kez orada tattığımdanmı yoksa Halil Ustanın bu kalabalığa servis yetiştirmek için işleri hızlandırmasındanmı onu bilemedim.. Yine de Antepe’e gittiğiniz de uğramanız gereken 2 lezzet durağı..:))  Kebaba doydum 2 gün de.. Buradan İzmir’e dönüşte sıkı bir rejim beni bekliyor..

Ohhh.. Karnımız doydu, keyfimiz yerinde Zeugma Mozaik Müzesini gezmeye hazırız. Eğer Müze Kartınız yada  Maximum Kredi Kartınız yok ise müze girişi 8 lira.. Yüksek bir rakkam değil .. Hele hele içerdekileri görünce hiçte çok değil bu ücret.. Benim bu müzeyi gezerken ve hala kafamın almadığı bu minik minik taşlar nasıl bir sabırla birleştirilip bu müthiş eserler ortaya çıkmış. Eski insanlar çok sabırlıymışlar çok..:)  Zeugma Mozaik Müzesini bir sonraki yazımda yazarım sizlere..

Müzeden çıkıp taksi bekledik gelmeyince bir halk otobüsüne nereye gitmek istediğimizi söyledik ve tamda Bakırcılar çarşısının oradan geçtiğini öğrenince hemen bindik. Neredeyse tüm şehri kısa bir turla gezmiş olduk. Gaziantep’e bir daha gidersek rehberlik yapabilecek kıvama geldik..:) Nerede ne yenir, nereler gezilecek, nerelerden alışveriş yapılacak hepsini öğrendim. Az çok yolları da öğrendim..

Yine sıkmadan bu gün ki yazımı bitireyim.. Bir daha ki yazımda müzeleri yazayım sizlere.  O kadar çok yer var ki anlatmak istediğim. Bazı arkadaşlarım içlerinden diyorlardır bir Antep gezisi yaptı anlata anlata bitiremiyor. Ben bu konuda sadece basit bir şey düşünüyorum bunları yazarken ‘ Ben 45 yaşındayım ve ilk kez Antepe gidebildim. Keşke benden önce bir blog  yazarı arkadaşım buraları anlatsaydı ben de onun deneyimlerinden faydalansaydım. Bir de hayatı boyunca belki bizim gezdiğimiz yerleri göremeyecek olanlar var onlar da buraları benim anlatımımla benim gördüğüm gözle görsünler istedim. İşte hepsi bu.. Ve en önemlisi gezdiğim gördüğüm yerleri anlatmayı seviyorum.. Bir daha ki yazımda görüşmek üzere.. Sevgiyle kalın..